SAĞLIK-SEN KASTAMONU ŞUBEDEN İŞ BIRAKMA EYLEMİ VE BASIN AÇIKLAMASI
07 Aralık 2021, Salı

Sağlık-Sen olarak;

Sağlık personelleri arasında ayrıma hayır demek için tüm Türkiye'de olduğu gibi Kastamonu'da eylemlerimizi gerçekleştirdik. Sağlık-Sen Kastamonu Şube Başkanımız Mehmet Öz'ün kamuoyuna aktardığı hususular;

Değerli Basın Mensupları

Sağlık çalışanlarının gür sesi, yetkili sendika Sağlık-Sen olarak, bugün burada sizlerle

birlikte olmaktan duyduğumuz memnuniyeti ifade ediyor, hepinize hoş geldiniz diyoruz.

Sözlerime başlamadan önce Kovit nedeniyle hayatını kaybeden tüm sağlık şehitlerine

Allah’tan rahmet diliyorum.

Kıymetli Basın Mensupları;

Geçen hafta Çarşamba günü, gündeme bir haber düştü… Hükümet, hekimlerin Ücretlerinde

2 bin 500 ile 5 bin TL aralığında bir İyileştirme yapacağını deklere etti.

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar dikkate alındığında, yapılacak olan iyileştirme

herkes tarafına memnuniyetle karşıladı.

Çünkü döviz almış başını gidiyor, artan enflasyon nedeniyle ürünlerin etiketi günden güne

değişiyor.

Yani para pula döndüğü için fiyatlar cep yakıyor, yürek yakıyor.

Hayat her açıdan ateş pahası!

İşte böyle bir ortamda

sadece hekimlere yönelik bir iyileştirme yapılacağı açıklandı.

Değerli basın mensupları;

Öncelikli olarak şu konuya açıklama getirmek istiyorum.

hekimler adına yapılan düzenleme yerinde bir düzenlemedir. Dolayısıyla sonuna kadar destekliyoruz.

Hatta çok geç kalmış bir düzenlemedir diyoruz.

Bu dediklerimizin dışında kullandığımız başka bir cümle yok. Bu dediklerimizin aksini iddia

eden birisi varsa ortaya çıksın. Belgesi olan varsa ortaya koysun.

Algı operasyonuyla sağlık senin haklı mücadelesine gölge düşürmeye çalışanlar iddialarini ispatlamakla yükümlüdürler.

İspatlamazlarsa yalancıdırlar, iftiracıdırlar.

Sağlık Sen olarak;

Hekimlerin haklarını her zeminde savunduğumuzu birlikte çalıştaylar yaptığımız hekim

dernekleri çok iyi bilir. Bu konuda yapmış olduğumuz çalıştaylar hazırlamış olduğumuz

raporlar kamuoyuyla paylaşıldı. Yetkililere iletildi. Performansdan kaynaklanan ücret

adaletsizliğinin yaratmış olduğu tahribat her platformda bizatihi Sağlık sen tarafından dile

getirildi.

Tüm bu bilgilerin kamuoyuna açık olmasına rağmen sağlık sen üzerinden bir algı

operasyonu yapılmasını asla doğru bulmuyoruz.

Algı operasyonu, sağlık senin haklı mücadelesine gölge düşürmekten başka bir anlam ifade

etmiyor.

Değerli basın mensupları;

Sağlık hizmetleri emek yoğun bir hizmettir.

Pandeminin olağanüstü şartları içerisinde tüm sağlık çalışanları cansiperane çalıştılar.

Çok sayıda arkadaşımızı Kovit nedeni ile kaybettik.

Ruhları şad olsun.

Sağlık bakanlığı tarafından yapılan ve Hekiminden Hemşiresine, Teknikerinden Memuruna

sağlık çalışanlarının tümünü kapsamayan bir düzenleme kadüktür.

Hiç bir sağlık çalışanı bu düzenlemenin dışında tutulmamalıdır.

Bu büyük bir haksızlıktır.

Bizim tepkimiz bunadır ve bu tepki haklı bir tepkidir.

Bu tepkiyi

sadece bizler değil, yüzbinlerce sağlık çalışanı gösterdi.

Sosyal medya adeta inledi.

Sadece sağlık bakanlığı çalışanları değil aynı zamanda Üniversite hastanesinde çalışan

öğretim üyeleri, araştırma görevlileri Aile hekimliği çalışanlarında bu düzenlemenin dışında

tutulmuştur.

Açıkçası bu durum sağlık çalışanları İçerisinde çok büyük bir infiale yol açmıştır.

Değerli basın mensupları;

şunun altını özellikle çiziyioruz; yetkili sendika olarak, biz zam yapılmasına asla karşı değiliz,

olamayız da. Zamma karşı olmamız, sendikal kimliğimizi ve mücadelemizi inkar anlamına

gelir.

Biz zam üzerinden ayrımcılık yapılmasına karşıyız…

Yüzbinlerce sağlık çalışanının üvey evlat görülmesine, yok sayılmasına, emeklerinin hor görülmesine karşıyız.

Can kurtarmak için can vermekten çekinmeyen sağlık çalışanlarının fedakarlıklarının,

mücadelelerinin, gayretlerinin görmezden gelinmesine karşıyız.

Bizim karşı olduğumuz bu…

Herkesi Emek ve ekmek mücadelesine destek vermeye davet ediyoruz.

Hep söylediğimiz gibi;

çünkü sağlık ekip işidir,

bu hizmeti sunan sağlık çalışanları da bir

vücudun organları gibi bütündür.

Hemşireyi doktordan, doktoru teknikerden, teknikeri ambulans şoföründen ayrı görürseniz ve

ona göre muamele ederseniz, bir yönüyle hepsine kötülük etmiş olursunuz.

Dahası, bu şekilde davranarak sağlık sisteminin altını oymuş olursunuz!

Sağlık çalışanları bu kötülüğü hak etmiyor… Sağlık sisteminin bu ve benzeri kötülüklerle,

haksızlıklarla ayakta durması mümkün değildir.

Değerli Basın Mensupları;

Ülkemizde, kamu adına 1 milyon sağlık çalışanı görev yapıyor.

Kapıdaki güvenlik görevlisinden danışmadaki memura, temizlik görevlisinden teknikere,

ambulans şoföründen röntgen teknisyenine, hemşiresinden doktoruna… bunların tamamı 1milyon sağlık emekçisine dahildir.

Görev tanımları farklıdır ancak yaptıkları iş insanımıza sağlık hizmeti sunmaktır.

Her bir branştaki, her bir birimdeki sağlık emekçisi, sağlık hizmet zincirinin bir halkasını

temsil ediyor.

Zincirin bir halkasını yok sayarsanız, tamamını yok saymış olursunuz.

Zincirin bir halkasını kırarsanız, tamamını incitmiş olursunuz.

Zincirin bir halkasını görmezden gelirseniz, tamamını görmezden gelmiş olursunuz.

Zam konusunda geçen hafta yapılan açıklamalarla tam da bu durum ortaya konmuştur.

Üstelik en yetkililerin ağzından. Gerçekten de çok üzüntü verici bir durum.

Geçen hafta, sağlığın bir ekip işi olduğu, sağlık çalışanlarının da bir bütün olduğu, göz aradı edilmiştir.

Çok şükür;

- Sağlık-Sen teşkilatının onurlu duruşu,

- Genel Merkez yönetimimizin çok yönlü girişimleri

- ve ülke sathındaki sağlık çalışanlarının feryadı neticesinde,

Siyasi irade, eksikliğin farkına varmış görünüyor. Açıklamalara bakacak olursak, zam konusu, Bütçe görüşmeleri neticesinde tekrar Meclis gündemine gelecek.

Buradan siyasi iradeye sesleniyoruz;

Meclis’ten, yüzbinlerce sağlık çalışanının üvey evlat

olmadığını gösteren kapsamlı ve adil bir zam kararı bekliyoruz.

Tersi bir uygulama; tüm sağlık ve sosyal hizmet kolu çalışanlarını kırar.

sağlık çalışanlarını meslekten soğutacağı gibi, sağlık sistemini de ciddi

ölçüde yaralar.

Değerli Basın Mensupları;

Biliyorsunuz, pandemiyle mücadele tüm hızıyla devam ediyor.

Mücadelemizdeki başarımız dolayısıyla bizleri yani fedakar sağlık çalışanlarını alkışlamayan, teşekkür etmeyen kalmamıştı.

Buradan sormak istiyoruz; sağlık çalışanlarını alkışlıyoruz, teşekkür ediyoruz diyenler, sağlık çalışanlarının bir kısmını mı alkışladılar… belli branştaki sağlık çalışanlarına mı teşekkür ettiler…

Hayır…

Ayrım yapmaksızın sağlık çalışanlarının tamamına teşekkür ettiler ve alkışladılar.

değil mi?

O günler ne çabuk unutuldu…

Zam konusuna gelince, bu ayrımcılık niye?

Ayrımcılık yaparak, yüzbinlerce sağlık çalışanıyla helalleşeceklerini mi düşünüyorlar?

Ya da ayrımcılık yaparak, çalışma barışını sağlayacaklarını, çalışanların moral ve motivasyonu artıracaklarını mı düşünüyorlar?

Saha gerçekliğinden yoksun, oldu-bitti masa başı kararlar bunların olması mümkün değil!

Yüzbinlerce sağlık çalışanının takdirini kazanmanın yolu belli; hak ve hakkaniyet ölçüsünde,

bir kısmına değil, tamamına zam yapmaktır.

1 milyon sağlık çalışanının bir kısmına zam yapıp, geri kalanını yok saymak; çalışma barışını baltalamaktan, sağlık çalışanlarını kutuplaştırmaktan başka bir anlam ifade etmez.

Hele tüm bunlar, sağlık çalışanlarını en iyi anlaması gereken sağlık bakanlığı tarafından

yapılıyorsa bu çok daha vahim bir durum.

Saygı değer basın mensupları;

Sağlık-Sen olarak, bu vehamete “dur” demek için bugün olduğu gibi Perşembe günü de iş

bırakıyoruz. Sadece kendi ilimizde değil, tüm Türkiye’de şubelerimizle, genel merkezlerimizle

iş bırakıyoruz.

Tüm sağlık çalışanlarını bizlere destek olmaya davet ediyoruz.

Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanlarını yok sayan bir yanlışa imza atılmaması için var gücümüzle mücadele etmeye kararlıyız.

Çünkü sağlık çalışanları ülkemizin hayat sigortası. Sağlık ordumuz, bu tür yanlışlıkları, bu tür haksızlıkları asla ve kat’a hak etmiyor.

Ümit ve temennimiz, çok geç olmadan, kapsamlı bir zam açıklamasıyla sağlık çalışanlarının

tamamının yüzünün gülmesidir.

Her bir sağlık çalışanının yüzünün gülmesine, işine dört elle sarılmasına, iş barışının ve

çalışma huzurunun sağlanmasına özellikle bu süreçte büyük ihtiyaç

olduğunu hiçbir kimsenin unutmaması gerekir.

Bu duygu ve düşüncelerle konuşmamı sonlandırıyor, teşrifleriniz dolayısıyla siz basın

mensuplarına teşekkür ediyorum.




PAYLAŞ :